19 Nisan 2009 Pazar

İşin Bitince Beni Severmisin Anne?

Bugün bu isimdeki sunum bana geldiğinde içim cız etti ve uzun uzun düşündüm. Yaşam denen yolculukta fark etmeden sevdiklerimizi ne kadar çok ihmal ediyoruz.

Yurt dışından Türkiye'ye dönüp Sabancı Gurubunda çalışmaya başladığımda kabul edilmek, başarılı olmak gibi bugün bana saçma görünen o gün çok önemli olduğunu düşündüğüm çeşitli nedenlerle çocuklarımı ne kadar az görebilmişim.

Dönüp kendi çocukluğuma baktığımda beni sevdiğini söyleyen aynen benim gibi çalışan babamı şimdi görmekteyim. Genelde ortalıkta annem vardı, o da daima, temizlik, yemek, misafirler ve bizim dağıttığımız evi toplamakla zamanını geçiren annem, bizim için saçını süpürge yapan annem.. hiç çocuk aklıma gelmemişti anneme bu cümleyi söylemek..

Çocuklarımı düşünüyorum bugün iki yetişkin olan kızlarımın insan gibi insan olmaları ile gurur duyduğum, kendilerini geliştirmeleri ile gurur duyduğum kızlarım. ben yoğun çalıştığım dönemde onlar benim onları sevmemi beklerken, bugün onlar yoğun bir yaşam döngüsünde ve ben onlara sevgimi vermeye çalışırken onların vakti yok..Ne garip döngü..

İşim ne zaman bitecek, kızlarımın işi ne zaman bitecek? Ne zaman gerçek sevgimizi paylaşıcağız? Belkide bu bir ütopya, bilmiyorum ama bugünkü sunum beni uzun uzun düşündürdü.. Okulda anne olan öğrencilerim var.. haftada 3 gün 18.30 - 21.30 derse geliyorlar. hafta sonu ev işleri, annelik, hayat arkadaşlığı ve anneliğin yanında birde benim verdiğim ödevleri yapmaya çalışıyorlar..

Özellikle metropol hayatında zaman fukarası olarak yaşarken yarının ışığı çocuklarımıza ne kadar sevgimi verebiliyoruz..
Özür dilerim sevgili kızlarım sizden.. bir anlamı olacakmı bilmiyorum. İleride bir gün anne olmaya karar verirseniz ne olur çocuklarınızın böyle düşünmesine olanak tanımayın..
Sizi çok seviyorum..

4 yorum:

  1. sevgi...
    Sevginin tanımı doğru yapılabildiği sürece yazıdaki düşüncelerinize tamamen katılıyorum.

    halbuki çoçuğunu sevdiğini düşünürken, onların kişiliklerinin oluşmasını engelleyen, onları hayat boyu bir eksiklik duygusuyla yaşamaya mahkum eden ne çok aile var...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili mumutum,
    geri bildirimin için teşekkür ederim. Evet iki temel konudan bahsediyorum aslında birincisi sevgi, ikincisı vermek/almak.
    Dr.William Moulton Marston 1928 yılında yaptığı araştırmalar sonunda yazdığı "Emotions of Normal People" kitabında insan yavrusunun doğduğu zaman sevgiyi bilmeden doğduğunu daha sonra kendisini büyüten besleyen anne ve babasından aldığı/gördüğü sevgiyi bilen, öğrenen bir yapıdan bahsediyor. Bu çalışmada temelde öğrenilen bu sevginin geliştitlebildiği saptanmış. Dediğiniz noktada kendini ve sevgi kavramını farkında olmayan anne ve babalar sevgi adına verdikleri yanlış öğretiler sonucu maalesef yetişkinlerin, ergenlerin hatta çocukların hayatı kararabilmekte.
    Paylaştığım küçücük cümlede, yanlış verilen ve çevreden duyduklarına göre annesinden sevgi dilenmekten bahsediyorum. Yanımızda duran değerlere sevgimizi esirgemek ve zaman zamanda yanlış vermek yaşamı ne kadar zorlaştırıyor.
    Tekrar teşekkür ediyorum
    En iyi dilek ve sevgilerimle

    YanıtlaSil
  3. evet, kesinlikle haklısınız...
    durumu o kadar iyi açıklamışsınız ki, teşekkür etmekten daha iyi bir şey kalmamış geriye.
    sevgimizi kimseden esirgememek ve yanlış vermemek dileğiyle.

    sevgi ve saygılarımla.. =)

    (ümit=mumutum)

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Ray,

    Uzun zamandır ne yazma ne de izleme fırsatım oldu.. Oncelikle sagol su an saglıgım cok daha iyi.. Kendi işimi kuruyorum ve dogal olark kosturmacalardayım. Sevgilerimle

    Esin

    YanıtlaSil